Ben İlkay.
Doğruca kendimi anlatabilirim umarım.
Ben duygularını biraz ifade edemeyen biriyim.Yazı yazmak benim için her zaman daha rahat olmuştur.Belli şeylerden geçtikten ve belli kararlar verdikten sonra yazı yazmak için bir yere ihtiyaç duyduğumu fark ettim ve böyle bir yerin benim için en iyisi olduğuna karar verdim çünkü yazılarımı paylaşmayı pek sevmem ama insanların onları okuyup yorumlamasını da isterim.Bir blog sahibi olmak da böyle bir şey,çünkü hem insanlara tamamen açık hem de internetin en derin köşelerinde kimselerin bulamayacağı bir köşede.İnsanlara da yazılarımı okutmak istemiyorum çünkü tanıdığım ve her zaman gördüğüm insanlara içimi açmak,en derin duygularımı paylaşmak hiç mi hiç doğru gelmiyor ve yazı yazmak,yazılarım benim en derin durumlarımın bulunduğu özel alanım.Hem tanıdığım insanlar asla yazılarıma istediğim tepkiyi vermezler.
"Ne kadar güzel olmuş,bir 'Dünya Klasikleri Serisi' de sen mi başlatıyorsun?" edasında bir tepki beklemiyorum çünkü kimseden.Tek istediğim insanların o yazılarda sadece edebiyat yapmadığımı bilmeleri ve benim içten duygularımı anlamaları.Duygularımı yazıya döküşümü izlemeleri ve onu değerlendirmeleri.Kısacası biraz anlayış ve dürüst tepkiler bekliyorum;pohpohlanmalarla donatılmış "Ay,vay,yaa,aman,ooo" tepkileri değil.
Anonim bir okuyucunun da benim için en iyisi olduğuna inanıyorum.Gerçi bunca seneden sonra anonim bir okuyucu benim için hayal gibi bir şey çünkü bunca zaman hiç gerçek bir okuyucum olmadı.Şimdi birilerinin benim "günlük" bloğumu en derinlerden bulup okuyup etkilenmesi biraz ütopik geliyor.
İnsanlara asla yazı yazma yeteneklerimi kanıtlayamam çünkü ben hayalleri yarım kalmış ve kendinden usanmış biriyim aynı zamanda.Allah'ın bana verdiği özel nimetlerimi genelde keşfeder ve "Vay" deyip otururum.Kendim için çaba sarf etmek bugüne kadar yapmadığım bir şey olabilir.Hırs sahibi de değilimdir çünkü hırs gibi "negatif" duyguları yıllardır hayatımdan çıkarmaya çalışıyorum.Hiçbir amacımın olmadığı güzel hayatımda sadece ben olmaya çalışıyorum;kendimi bulmaya çalışıyorum.Çünkü hayatımın kontrol edemediğim tuhaf engellenemez akışında kayboluyorum ve kendimi her geçen gün kaybediyorum aklımla birlikte.Güncel sosyal hayatımdaki insanlara seslenmek istiyorum,bağırmak istiyorum "Ben aslında hiç böyle değilim," diye.Ama o kadar korkak ve ileriyi göremez biriyim ki elimden gelen kendi "gölgeme" teslim olmak.Bunca zaman emin olun çok çalıştım,çok uğraştım.Kendimi kaybetmemek ve ne olursa olsun bir şeylere tutunmaktı hayalim ama her şeyi kaybettim.8 yılımı ardımda bıraktım,bu beni derinden etkiledi.Koca bir senemi ve o senenin getirdiği koca bir hayatı ardımda bıraktım,uçurumlardan aşağı fırlattım;bu benim duvarlarımı yıktı.Kendime senelerdir söylediğim,tek savunmam olan yersiz ama hoş telkinlerim boş çıktı,bu da benim kendimi kaybetmeme sebep oldu.Birkaç ay içerisinde yok oldum.
Dışarıya seslenemiyorsam seslenmek istiyorum kendime "Etrafı sadece bir çift boş delikten izlemeyi bırak," diye."Sen böyle misin?" "Sen kimsin?" "Gerçekten sadece büyüdün mü yoksa geçmişi mi bırakamıyorsun?İleriye çok mu dönüksün yoksa geçmişte çok mu takılı?" "Umursamadığın,atlattığın şeyler bir anda bindi mi başına?Kafanın içindeki sesler hiç susmuyor değil mi?"
Gerçekten ruhu içeride ölmüş de vücudunun konuştuğu dil ölünün leş kokusunun dışa vurmuş hali gibi bir hale büründüm.Erkenden büyümeyi çok istemiştim -benim için yanlış olan her şeyi istemiştim aslında çünkü asla ne istediğini bilen biri olmadım ve çevrem beni yanılgılara itti- ama şimdi büyümeyen boyumla durmadan genişleyen hafızam çok zorluyor beni.Omzuma binen yükler bir de arkaplanda kendime bindirdiğim her şeyden ağır kişisel yüklerim...eşek oldum gidiyorum demek istiyorum ama eşeklerin bile bir amaç uğruna adanmış hayatları var.
Asıl şaka gibi olansa,kendimin bu halinden satırlarca sayfalarca hatta bir koca kitap boyunca kafanızı karıştıracak süslü,uzun ama hepsi aynı kapıya çıkan ünlü düşünürler gibi düzenlenmiş betimlemelerle bahsedebilirim ama asla kendime bir çözüm bulamam.Benimkisi bağımlılık.Kafam dağılınca süslü kelimelere boşaltıyorum kendimi.İnsanların hayranlıkla okuyacağı belki kahveli fotoğraflı paylaşım yapacağı yazılarım...kelimelerin güçleri olsa ve kalemimden,kağıdımdan,ekranımdan fırlayıp seslenseler bana,benim için ağlarlardı.Bu kadar umutsuzluğa kapılmış ama hep "Polyanna" olan robotik kodlama kolu için ağlarlardı.Ben de kendimi bırakıp onların derdine düşüp "Ağlamayın" derdim."Çok ağlayacaksanız buyurun yazılarımda da ağlayın da bari hayatımda kalan tek hayalim gerçek olabilsin" : Yazar olmak.
Tutunabildiğim bir sen kaldın öğretmenim,4.sınıfta benim yazılarımı öven ve hevesimi kendime çeviren silüetinize tutunabiliyorum sadece çünkü yine sizin yönlendirmenizle çöldeki vahama,Havva ve Adem'in biraz sonra kovulacağı cennete düştüm.Her şey o kadar güzel ve mutluluk verici bu yüzden o kadar hüzünlendiriyor ki beni!Yanlış yere,kendimi gizleyerek,saklayarak,kandırarak;başkalarını aldatarak ve bu hareketimle onlarla dalga geçerek düştüm.Ama alışmak her şeyden beterdir,özellikle de benim için çünkü hiçbir şeyden vazgeçemiyorum.Mutluluğa ve güzel bir yere olan aşkım,bağımlılığım o kadar büyük ki kendimi hasta ediyorum bununla.Hasta olmak da benim için katlanılmaz çünkü hasta olunca bakanım yok.
Böyle "hastalıklı" anlarda hep başta dedemle babaannem olmak üzere ailem geliyor aklıma."Var olamayan bir çiçeği gerçekleşemeyen bir hayatın içinde büyütmeye çalışan ama yapamayan ailem".Her yanı yanlış olan ama en az her yanlışım kadar sevdiğim ailem.Kavgalı,dengesiz,sevilemeyecek kadar itici ama sevmeden duramayacağınız kadar garip bir atmosfere sahip ailem.Dedim ya,benimkisi biraz bağımlılık.Bana bir şey getirmeyen,benden bir şeyler alan,bana kötü şeyler kazandıran ne varsa bağlanıyorum.Keşke kendimi değiştirebilseydim ama keşke aynı kalsaydım.
"Bugün de umut ediyorum yarın daha farklı olsun diye çok umutlandığım yarın da önce ruhsuz bugün sonra da bir çöpten farksız dünüm olup gidiyor gözlerimin önünde.Bugün de inanmak istiyorum bir şeylerin değişeceğine.Bugün de vazgeçmemek istiyorum yarının bana hayallerle dolu hayatımı vereceğinden.En son bu duaları ettiğimin üstünden 1 yıl geçti her şey düzeldi (!) ama umutsuzluğum ve hüsranım değişmedi.Artık kendime 'Hayallerini takip et sonsuz bir dalga gibi' demek istiyorum;evet,haklısınız ama bomboşum.Bilmiyorum,ben sadece umut ediyorum."
13.01.2020
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilGünaydın Mehmet Bey. Süregelen iyi dilekleriniz ne hoş
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMaalesef, bildirimleri alamıyorum. Karşılıklı sohbet etmek çok iyi olacaktı. En kısa zamanda bu sorunu çözmeye çalışacağım. Bu arada iyiyim, sorduğunuz için sağolun. Siz nasılsınız?
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSililkaykaras00@gmail.com
YanıtlaSilYazılarıma yorumlarınızı dinlemek isterim Mehmet Bey görüşmek dileğiyle
Hey ulaş bana
YanıtlaSilHey ulaş bana
YanıtlaSilMerhaba kimsiniz acaba?
Sil